-
1 yer
yer1 → yemek2yer2 Platz m; Stelle f; Aufenthaltsort m; Erde f; Boden m; Erdboden m; Stellung f ( karşısındaki gegenüber D); Grundbesitz m; Erd- (Achse); … zu ebener Erde (z.B. Zimmer);yer açıldı die Stelle wurde frei ( oder vakant);-e yer açmak Platz machen D;yer alıştırmaları SPORT Bodenübungen f/pl;-de yer almak seinen Platz einnehmen; stattfinden; fig einen Platz einnehmen;-e yer ayırmak fig Platz einräumen D;yer belirteci GR Ortsbestimmung f;yer bulmak einen (Sitz)Platz finden; fig eine Stellung finden;yer demir gök bakır hilflos und verlassen;yer edinmek Arbeit finden; sich im Leben durchsetzen;yer etmek eine Spur hinterlassen, eine Druckstelle geben (im Teppich); sich niederlassen;yer hostesi Hostess f, Betreuerin f;yeri öpmek einen Kotau machen; scherzh hinfallen;yer tutmak Raum ( oder Platz) einnehmen; einen Platz reservieren; einen wichtigen Platz einnehmen;-e yer vermek fig jemandem (große) Bedeutung beimessen; jemandem eine wichtige Aufgabe übertragen; jemandem seinen Platz abtreten; Wörter usw aufnehmen;yer yarılıp içine girmek völlig verloren gehen; vor Scham in den Boden versinken;yer yatağı Lager n, Lagerstatt f;yer yer zeitweise; gebietsweise (z.B. Regen); stellenweise;yer yerinden oynamak v/unp großes Aufsehen erregen; einen Tumult hervorrufen;yerden bitme (oder yapma) sehr untersetzt, zwergenhaft;yerden göğe kadar voll und ganz, in jeder Hinsicht;yerden yere çalmak übel mitspielen D;yere bakan yürek yakan ein Wolf im Schafspelz;yere düşmek hinfallen;-den yere geçmek in den Boden versinken vor D;-i yere göğe koy(a)mamak sich sehr bemühen, A zu bewirten;-in yeri gelmek an die Reihe kommen;-en yeri olmak angebracht sein;yeri öpmek scherzh hinfallen;-in yeri var das hat Sinn;-in yeri yok fehl am Platz;yerin dibine geçmek (oder girmek) in der Versenkung verschwinden; vor Scham in den Boden versinken;yerin kulağı var die Wände haben Ohren;-in yerinde yeller esiyor völlig verödet; spurlos verschwunden;…yerine geçmek Ersatz sein für …, gültig sein wie …;-in yerine geçmek an die Stelle jemandes treten, ablösen A;yerine gelmek erfolgen, geschehen; erfüllt werden; wieder hergestellt werden (Gesundheit); sich wieder einstellen;-i … yerine koymak jemanden halten für; behandeln wie …;yerine oturmuş olmak fig fest im Sattel sitzen, etabliert sein;yerini ısıtmak fig Sitzfleisch haben;-in yerini tutmak ersetzen A; die Stelle (eines anderen) ausfüllen;yerlerde sürünmek in einer verzweifelten Lage sein;yerleri süpürmek auf dem Boden schleifen;bıçak yeri Schmiss m, Schramme f;çalışma yeri Arbeitsplatz m;duracak yer Stehplatz m;oturacak yer Sitzplatz m;her hangi bir yerde irgendwo;her hangi bir yere irgendwohin;her yerde überall;hiçbir yerde (yere) nirgendwo(hin)
См. также в других словарях:
DÂR-ÜL MESAİ — Çalışma yeri. Mesai yeri. Atölye … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
temsilci — is. 1) Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil 2) Benzerlerine örnek olan kimse veya şey Toplumumuzda çizgileri belirlenmiş bir tipin temsilcisiydi. N. Cumalı 3) tic. Aracı olarak başkasına mal satmakla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1. Fəaliyyət, çalışma, zəhmət, əmək. Əqli iş. Fiziki iş. İş görmək. Elmi iş. İşlə məşğul olmaq. – İş insanın cövhəridir. (Ata. sözü). İş rəncbərin, güc öküzün, yer özününkü; Bəyzadələri, xanları neylərdin, ilahi! M. Ə. S.. İş nə qədər qızğın… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Mustafa Pultar — Prof. Dr. Mustafa Pultar Born March 1, 1940(1940 03 01) Istanbul, Turkey Residence Istanbul Nationality Turkish Citizenship Turkish … Wikipedia
mübarizə — is. <ər.> 1. Bir birinə zidd ictimai qrupların, əqidələrin, mənafelərin və s. nin üstünlük, hakim mövqe tutmaq uğrunda bir biri ilə fəal toqquşması. Dilsiz, sağır göylərə dirək oldu haqq səsi; Başlandı bu ölkənin meydan mübarizəsi. B. V..… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
kamp — is., Fr. camp 1) Çadır, baraka vb. eğreti araçlardan oluşturulan konak yeri Beni öyle bir dinlenme kampına alsınlar ki kapıdan girerken kimlik kartımla birlikte kişiliğimi de kapıda bırakayım. H. Taner 2) Bu yerde konaklama Kamp hayatı. 3) Kurum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
büro — is., Fr. bureau 1) Çalışma odası, yazıhane Mühendislik bürosu. 2) Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri Amerikan usulü hususi bir dedektif bürosu açmış. R. H. Karay 3) Bölüm, şube Narkotik büro. 4) Yazı masası Birleşik Sözler alım satım… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşkün — sf. 1) Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır. H. E. Adıvar 2) Geçim sıkıntısına düşmüş Eski arkadaşının düşkün bulunduğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezi — 1. is. 1) Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat 2) Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk 3) Gezilip hava alınacak yer 4) Gezinti yeri İnönü gezisi. Taksim gezisi. Birleşik Sözler gezi yazısı dış gezi çalışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük